Köye Gitmek Bir Tane, Anılar Bin Tane..

Yoğun ve güzel geçen haftasonumun pazar gününü anlatmaya geldim.. Hoş geldim :))
.

Pazar günü annemin köyüne gittik.. Ablam, eniştem, yeğenlerim.. Teyzem, Sbr'mgiller falan kalabalıktık.. Herşeyde olduğu gibi, kalabalığın da düzenlisini seviyorum.. Uğultulu, gürültülü ortamlar kasıyor beni! Neyseki kalabalığımız tatlı kalabalıktı.. Ya da ben sevdiklerimin ve yeğenlerimin yanımda olmasından dolayı ortamı güzel gördüm.. Yeğenlerimi o kadar çook seviyorum ki! Kelimelerle anlatamayacak, yüreğimden gözlerime, dilime, elime dökülen bir şey bu..

| Kimseye göstermeden, abartmadan, duyurmaya gerek görmeden, içimden, en iç yerimden seviyorum onları.. |

Canımın, canının, canları bunlar..

.

Köyde keşfe çıktık, dutlar olmaya başlamış, dut yedik.. Erik yedik.. Sonra tanıdıkların salatalık ve kabak tarlasına gittik.. Salatalıkları koparıp hemen midemize indirdiğimizden onların fotoğrafı yok ama dalından kopardığımız tazecik kabakları sizin için fotoğrafladım..

Bu güzelliği birazdan katledeceğim :)

Centilmen erkekim benim.. Hiç birşey taşıtmaz banaa..

Kabaklarlarımızla beraber eve geçtik ama başka ne yapsak diye düşünmeye başladık..

Dahiyane eniştemin denize gidelim mi demesi ile denize giden yolda bulduk kendimizi.. Maksat temiz havayı içimize doyasıya çekmekti..

Öyle uslu uslu yürümek uymaz bana illâ delilik, farklılık olacak ve karşınızda tarzan ZeKa..

Bu ağaçla daha ne fotolarım vardaa, bana kalsın :p

Doya doya içe çekilesi bir koku, çam kokusuu..

Sakin huzur dolu bir kumsal ve tertemiz deniz..

ve huzuru izleyen ben..

... Gülümsememiz Eksilmesin ...

♥