Yasta, İsyanda, Ayaktayız..

Yasta, İsyanda, Ayaktayız..
Tacize, Tecavüze Uğramak İstemiyoruz! Vahşice Öldürülmek İstemiyoruz! Anamız Bizi Sizin İçin Doğurmadı!!!

30 Kasım 2012 Cuma

Sıradanlık da Güzeldir..

Her şeyin yolunda olduğunu hissettiğimiz an başlar yoldan çıkışımız.. Aslında ne de güzeldir her şey, bir önceki günün bir sonraki gün ile aynı olması bile güzeldir bazen.. Kötü şeyler yaşamaktansa, sıkılarak geçirdiğimiz birbirinin aynı olan sıradan günler yaşamak çok güzeldir.. Hani bazı insanlar vardır ya hayatımızda, onun tırnağına taş değeceğine benim kafama taş düşsün dediklerimiz.. İşte hayatımızdaki öyle insanlara dermanı olmayan dert verme yarabbim..
Rabbim..
Bak ellerim bomboş.. Ellerimde bir tek "yok" var, ve ben "yok"tan var ettiğin bu ellerle, senin sonsuz keremine el açmaktayım.. Çünkü bende "var" yok.. Sende ise "yok" yok.. Dualarımızı yoktan vara, günahlarımızı vardan yoka çevir, bizi sana layık kullardan eyle.. âmin.. Dua ile hayırlı cumalar..
Bu güzel çiçekler benden sizlere gelsin..
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

26 Kasım 2012 Pazartesi

En Çokta Sofra Başında Aile Oluruz..

Yeni bir haftaya merhaba diyelim.. Yine aylardan kasım dedik dedik, kasımı da yedik :)
Yedik demişken, gelin sizi pazar soframıza götüreyim..
.
Biz kendimizi bildik bileli sofraya hep beraber otururuz.. Annem öyle alıştırdı.. Bizde hemencecik alışıverdik.. Okuldan aç da dönsek, evin reisi eve gelmeden sofra kurmadık.. Annem hep az kaldı gelmek üzere derdi, beklerken uyuduğumuz bile olurdu.. Gözlerimizin kapandığını gören anam sofrayı kurayım yiyin öyle uyuyun derdi ama dinleyen kim, alışmıştık bir kere sofranın başında hep beraber olmaya, aile olmaya.. Biraz uyuyalım Babam gelince sen bizi uyandırırsın der uykuya devam ederdik.. Kendi iş yerimiz olduğu için dükkanımızın kapanma saati belli olmazdı.. Müşteriye göre değişirdi saat.. Ev telefonu, cep telefonu da olmadığından arayıp öğrenemezdikde geleceği saati.. Ama o bekleyiş var ya o kadar güzel bir bekleyişti ki! Motorumuzun sesini iki sokak öteden tanırdık, o sesi duyunca annemin bizi uyandırmasına gerek kalmadan uyanır giriş kapısına koşardık.. Motorumuzun sesi, kurulmuş saat alarmı ile aynı işi görürdü bizim için.. Biz karşılama telaşındayken anam sofrayı hazırlardı, eve çıktığımızda sofranın tek eksiği su ve ekmek olurdu.. Onuda mutfaktan kapar getirir sofraya kurulurduk.. Babam ellerini yıkarken bir yandan da bize seslenirdi siz başlayın ben geliyorum diye.. Ama olmazdı, atamız oturmadan yemeğe başlamazdık.. İlla oturacak eline kaşığını alacak anca o zaman başlardık yemeğe.. Zaten hafta içi sadece akşamları aynı sofra başında buluşuyorduk, bunu da çok iyi değerlendirmek gerekiyordu, gerekeni yapıyorduk.. | Ömrüm boyunca beklediğim en güzel şeydi.. Çünkü beklenen çok özeldi! |
Yıllar geçti büyüdük, eksildik, ama öğrendiğimiz bu güzel geleneği zamanın değiştirmesine izin vermedik.. Yine aynı şekilde devam ediyoruz, kalan sağlar ile tam olmadan sofraya oturmuyoruz.. Çünkü biliyoruz ki sofra aile için çok özel ve önemlidir.. Çünkü biliyoruz ki en çok sofra başında aile olunur..
... Gülümesemelerimiz Eksilmesin ...

22 Kasım 2012 Perşembe

Yeni Keşif, Süper Tat..

Uzun kış akşamlarında ne yesem, ne içsem soruları daha çok dolanır beynimde.. Ve hep aynı şeylerde sıkar bir zaman sonra.. Değişik tatlar tadayım isterim.. Geçen akşam bir karışım yaptım, o kadar güzel bir oldu ki! Bunu kesinlikle sizinle paylaşmalıyım dedim ve dün bir daha yapıp, fotoğrafladım, sizin için içtim;)
Malzemelerimiz; nescafe, süt tozu, tarçın, şeker, sütlü çikolata, sıcak su, bardak, kaşık :p
Ben çok sevdim su bardağında yaptım..1 çay kaşığı nescafe,2 çay kaşığı süt tozu,biraz şeker,yarım çay kaşığı tarçın, fotodaki kadar çikolata yeterli geliyor..
Yaparsanız şimdiden afiyet olsun :)
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

19 Kasım 2012 Pazartesi

Zeytinli Anam..

Hayırlı haftalar, hayırlı pazartesiler olsun cümleten..
.
Benim anam tez canlıdır, acelecinin de en önde gidenidir.. Aklına bir şey düştü mü yapmadan, yaptırmadan rahat etmez, ettirmez.. Genellikle sabah namazından sonra uyumaz, gücünün yettiğince kıpır kıpır bir şeyler yapar.. Sonra sıra ile kardeşimi, abimi, beni uğurlar.. Her zaman söylüyorum sen yapma ben yaparım diye, bu ne acelecilik diye ama dinleyen kim.. Zaten ona hiç bir şey yaptırmamak için elimden geleni yapıyorum ama  yine de yapmak istiyor.. Çünkü aklına düşeni anında yapmazsa rahat oturamaz, hem bana da kıyamaz.. Her şeyi sen yapıyorsun zaten, bunu da ben yapsam sana bir yardımım dokunsa fena mı olur der.. Anlayacağınız ben ona kıyamıyorum, o bana kıyamıyor, ne olacak bu halimiz böyle?
Bu sabah annemden hadi uyan sesleri biraz uzaktan geldi.. Normalde yanıma kadar gelir öyle seslenir.. Bugün kalktığımda karşılaştığım manzara işte bu foto.. Sermiş mutfağa sofrayı, önüne almış zeytinleri kırıyor.. Ana dedim sabah sabah acelesi ne idi bunun, akşam beraber yapardık.. Ben dedi yapabildiğim kadarını yapayım, kalanını da akşama yaparız.Hiç inanmadım, çünkü biliyorum bitirene kadar kalkmaz başından:) Allahım eksik etme anamızı hayatımızdan..
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

16 Kasım 2012 Cuma

Kırmızıyı Giydim.. Yüreğimi Sana Verdim..

Ve geldik düğünle ilgili son yazıya.. Hem giydiğim elbiseyi, hem yanımdaki hem yüreğimdeki adamı anlatmaya.. Hani kırmızı oje sürmüşlerdi ya bana, işte bu elbise içindi o.. Kırmızı giymemi Sbr istedi.. Benim aklımda hep yeşil vardı, ama istediğim modelde istediğim tonu bir türlü bulamadım.. Belki çok da aramadım bilmiyorum.. Sbr kırmızı olsun dedikçe yapma etme, o çok iddaalı bir renk ve ben çok göze batmak istemiyorum dedim.. Sonuçta gelinim ben zaten hep gözler üzerimde birde kırmızı giyip ortada bayrak gibi dolanmak istemedim ama  yine de| sırf Sbr istiyor diye | kırmızı elbiseyi aldım.. Aldım almasına da içten içten nasıl giyeceğim diye düşündüm hep, ama şimdi iyi ki almışım da giymişim diyorum.. ve Sbr'me sonsuz teşekkür ediyorum.. İyi ki varsın Adamım♥
İşte Sbr'min giymemi istediği kırmızı elbisem.. Kırmızılar içinde ben..
Bu adamı çok seviyorum ben yaaa ♥♥♥ kısa ama öz oldu değil mi :)
.
Odun yanınca kül olur, insan yanınca kul olur..
Rabbime layık kul olabilmek duası ile,
Hayırlı Cumalar..
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

15 Kasım 2012 Perşembe

Ablamı Bir de Gelinlikli Görün..

Kına açık havada, düğün salonda oldu.. Kına günü hava o kadar güzeldi hiç üşümedim çok şükür.. Kına ile düğün ardı ardına olmadı, dinlenmek için bir gün ara verildi.. Kınanın ertesi günü başlayan yağmur hiç durmadı, bu nedenle düğün günümüz yağışlı geçti.. Ama bizi hiç etkilemedi, kuaförden çıkarken hepimize tek tek kocaman bir şemsiye ile arabaya kadar eşlik ettiler, gelinlikte elbiselerimiz de hiç ıslanmadı.. Ama gecenin sonunda gözlerimiz yüzümüzü çokça ıslattı o da ayrı.. Varsın böylesine bir ayrılık ağlatsın bizleri, Allah kavuşamayacağımız ayrılıklar yaşatmasın bizlere.. ve tüm kızlara da evinden gelinliği ile çıkabilmeyi nasip etsin yaradan..
ve gelinlik ile buluşma vaktiniz geldi, beyaz ve kabarık bir gelinlik seçti ablam..
Tek parçadan oluşan, üst kısmı işlemeli, mendil etekli, duvaklı bir gelinlikti.. Tarlatansızken bile oldukça kabarık bir modeldi..
O kadar güzel oldu ki, gelinlik çok yakıştı.. Onu öyle görünce gözlerim dolu dolu oldu..
Güzel bir topuz ile sade bir makyaj yapıldı.. ve işlem tamamlandı..
Düğüne dair edindiğim tecrübelerim ise şöyle..
* Kuaföre sakın kalabalık gitmeyin, kuaför zaten kalabalık, bir de o gün sizinle beraber başka bir gelin grubu var ise ortalık curcuna oluyor.. Diğer grupda her kafadan bir ses çıkıyordu, ay kulak misafiri olurken bile yoruldum ben o derece :) Neyse bizden önce çıktılarda rahatladık, hem biz 4 kişi idik sıkıntısız geçti kuafördeki saatlerimiz..
* Mümkünse göz altınıza siyah kalem çektirmeyin, ağlama ihtimalinizi unutmayın..
* Ne olursa olsun gülmeyi ihmal etmeyin..
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

13 Kasım 2012 Salı

Düğün Salonu Girişi İçin..

Ben küçük ayrıntılar ile mutlu olan biriyim.. Bir şeyin ederi değil, değeridir beni mutlu eden.. Eminim ki pek çoğumuzun da öyledir.. Mesela masamda küçük bir not görsem mutlu oluyorum, arkadaşım çayımı karıştırıp getirdiğinde mutlu oluyorum, (her ne kadar zahmet etmesini istemesemde) annem giyeceğim çorabı elime verdiği zaman çok mutlu oluyorum.. Kardeşim lavabo yada banyo sırasını bana verdiğinde, yeğenlerim dezze diyerek etrafımda dolandığında, Sbr'm gözümün içine baktığında, ablam-abim bacım dediğinde, patronlarım müşterilerimize benden övgüyle bahsettiğinde mutlu oluyorum.. Bunlar gibi beni mutlu eden örnekler o kadar çok ki.. Rabbime şükürler olsun.. Ama en güzeli de ne biliyor musunuz? Mutlu olmayı bilmek..Mutlu edip, mutlu olabilmek..
Sbr'min ablası bu özel ve güzel gününde mutlu çok mutlu olsun, bu mutluluğu ömrüne yayılsın istedim.. ve o gün ona artı mutluluk verecek bir şey hazırladım..
Düğün salonu girişine böyle bir banner hazırladım.. Ablam da, davetlilerde çok çok beğendi.. Gözlerdeki o mutluluğu gören ben de çook mutlu oldum..
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

12 Kasım 2012 Pazartesi

Ablamı Verdik, Kınasını Yaktık..

Hayırlı haftalar diler, 4 gün aradan sonra Adana da güneşi görebilmenin mutluluğunu yaşayarak yazmaya başlarım :)
Hani çook özel bir gündü yazmıştım ya, işte şimdi o günlere gideceğiz beraber.. Sevgili nişanlım, gök kuşağım, iyilik metabolizmam, süper kahramanım, Sbr'min biricik, çıtı pıtı ablasını evlendirdik.. Yoğun, koşturmalı, heyecanlı, mutlu ama biraz da hüzünlü günler geçirdik.. Kız vermek zor iş arkadaş, almak daha güzeldir bence.. Rabbim almayı da nasip etsin.. Ama öyle ya da böyle olması gereken şeyler bunlar, gitmesi gereken gidecek, gelmesi gereken gelecek. Allah'ım cümlesini gittiği yerde güldürsün inşAllah.. Evi, eşyası, kınası, düğünü, mevlüdü her şeyi çok güzel oldu çok şükür.. Rabbim isteyen herkese nasip etsin..
Kınalık dediğin kırmızı olur dedi ablam ve kırmızı giydi..
Çok da güzel oldu.. Kırmızı çok yakıştı.. Hafif bir makyaj yetti.. Her anını fotoğrafladım.. İleride bakabileceği tatlı anıları olsun istedim..
İşte karşınızda ben.Kınada tırnaklarımda sedefli beyaz oje vardı.Saçlarımı da çarpraz bombeli at kuyruğu yaptırdım, ve gözlerimi ortaya çıkaracak bir makyaj ile tamamlandım. Hiç oturmadım, sürekli ayaktaydım.. Topukluya alışık olmayan ayaklarım sızım sızım sızladı. Ama her şey çok güzeldi, sıkıntısız geçti..
Kınaya dair edindiğim tecrübelerim ise şöyle..
* Önceden ayarlamış olduğunuz kuaföre erkenden gidip strese girmenize hiç gerek yok, biz saat 15:00'de gidip, 18:30'da çıktık.. Toplamda 5 kişiydik, sıkıntısız, stressiz geçirdik..
* Kuaföre giderken çantanızda zaruri ihtiyaçlarınızın dışında bir şeyler bulundurmayın, üzerinize yük olur.. Ama yedek çorabınız da illaki olsun..
* Önceden nasıl bir model, nasıl bir makyaj yaptıracağınızı belirleyip gitmeniz işinizi çok kolaylaştırır..
* Gelin ve gelinin yanındakiler o gün telaş ve heyecandan pek yemek yiyemiyor, ama en azından kan şekerinizin düşmemesi için bir kaç meyve suyu mutlaka için derim :)
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

10 Kasım 2012 Cumartesi

İlk Defa..

Ufak bir aradan sonra yine buradayım.. Nereye gidersem gideyim, fikrim, gönlüm, gözüm ne yaşarsa yaşasın dönüp dolaşıp dönüyorum sana ey güzel blogum.. Yazmak en sevdiklerimden, yazınca rahatlamış hafiflemiş oluyorum.. iyi ki varsın blogum, iyi varsınız arkadaşlarım.. ve startı verip yazmaya devam edeyim..
.
Kadınsal meziyetlerden uzak, düz bir kızım ben.. Mesela göz kremim, el kremim, gece kremim, gündüz kremim yoktur.. Bir arko alırım, elime de yüzüme de onu kullanırım.. Kaş, bıyık işlemini kendim hallederim, üç dört ayda bir kuaföre anca giderim.. Ay bugün saçıma fön çektireyim de öyle gideyim işe demedim şimdiye kadar.. Ben kuaföre gidiyorsam ya kaşım içindir yada bir düğün dernek için.. Bu tarz örnekler çoğalarak devam ediyor işte.. Bir ara ojeyi de sadece ayın belli günleri malum hastalığın pençesine düştüğümde kullandığımı söylemiştim.. Oje dediğime de bakmayın, ya parlatıcı sürüyorum ya da sedefli beyaz..
Dün ilk defa koyu bir renk oje ile buluştu tırnaklarım.. Hem de koyu renklerin anası olan kırmızı ile! Öyle  tuhaf geldi ki bana, oje tırnaklarım da eğreti gibi duruyordu sanki.. Dün çook özel bir gündü ve öyle olması gerektiği için tırnaklarıma kırmızı giydirdiler, bir daha olur mu bilmem.. Ama olursa da yine böyle özel bir gün olursa olur.. Beni ömrümde ilk defa koyu renk oje ile buluşturan bu özel günü ve detaylarını rabbim nasip ederse paylaşacağım inşAllah..
En kıymetliye emanetsiniz
.. Gülümsememiz Eksilmesin ..

5 Kasım 2012 Pazartesi

Bazen Gitmeyi Öyle Çok İstiyorum ki..

.
Gitmek istiyorum,
gitmek uzaklara.
Bir kaç saatliğine bile olsa,
uzaklaşmak buralardan.
Kendimi bulmak,
kendime gelmek istiyorum,
yüce dağların ardında.
Gitmek istiyorum, gitmek uzaklara.
Anlayabilir misin,
anlatabilir misin yalnızlığı?
Avutabilir misin bir özlemi,
gidene nasıl kavuşulur bilir misin?
Ağlamak nedir kirpiklerin ıslanmadan,
gözünden yaş akıtmadan bilir misin?
Sen ağlayabilir misin gözünden yaş akıtmadan?
Gitmek istiyorum, gitmek uzaklara.
Ardıma bile bakmadan,
Sırf feleğe inat,
unutturmak bana beni,
unutmak benliğimde ki acıyı, sızıyı..
Gitmek istiyorum, gitmek uzaklara.
Gitmeyi çok istiyorum!eklemeli alıntı
.
.

2 Kasım 2012 Cuma

Bu Gece..

3 yıl önce bu gece..
.
Hiç kimse yok kimsesiz,
Herkesin var bir kimsesi,
Ben 3 yıl önce bu gece,
..................................
Kimsesiz kaldım,
Ey kimsesizlerin kimsesi..
.
Yaram çok derin, yaram durmaz kanar her daim,
üzerinden ne kadar geçerse geçsin, hiç bir zaman geçmez acım..
.