Yasta, İsyanda, Ayaktayız..

Yasta, İsyanda, Ayaktayız..
Tacize, Tecavüze Uğramak İstemiyoruz! Vahşice Öldürülmek İstemiyoruz! Anamız Bizi Sizin İçin Doğurmadı!!!

3 Ekim 2018 Çarşamba

Sorun Belli..

.
Sanki bir kaza oldu ve bu kazayı yaralanmadan atlatan tek benim, ayakta duruyorum, sevdiklerime bakıyorum ama ne yaralarını sarabiliyorum ne de elimden bir şey geliyor.. Şok olmuş gibi öylece boş boş duruyorum.. İşte son zamanlarda hissettiğim duygu tamda bu.. Kendimi boş hissediyorum.. Gelişmek, dolmak, yararlı olmak, bir şeyler yapmak istiyorum ama ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum.. Bir kulum, evladım, eşim, çalışanım, kardeşim, bacıyım, arkadaşım, dostum, komşuyum, kuzenim, gelinim, eltiyim ve en önemlisi de anneyim.. Ama sanki hepsinde de bom boş bir şeyim.. Nasıl bu duruma geldiğimi, çıkmazda olduğumu annelik de anladım.. Bir kompozisyondayım giriş belli (yani sorunum şimdi bahsedeceğim) ama gelişme ve sonuç yok.. Annelik! Bu hayatta başıma gelen en güzel şey ama en iyi yapabildiğim şey değil.. Okul, iş, evlilik, annelik, vs bunlar hakkında öylesi gerçek dışı düşünmüş ve düşündüğüm gibi olacağına öyle inanmışım ki hiç birini de düşündüğüm gibi yaşayamayınca boş olduğum düşüncesine eriştim.. Ben hiç bir zaman böyle yolda, dolmuşta, pazarda, markette bir çocuk görünce agucuk gugucuk yapıp sevmiş bir insan olmadım..  Çocuklara karşı özel bir ilgim yoktu, ta ki anne oluncaya dek.. Hamile olduğumu öğrendiğimde içimde öylesine bir duygu yüklenmesi oldu ki, bilgeliğim yoktu ama anneliğim başlamıştı.. Hamileliğim boyunca, 1 yaşına kadar emzireceğim, ek gıdaya doktorun dediği zaman başlayacağım, (anneanneyi-babaanneyi bu konudan uzak tutacağım) gazını şöyle çıkaracağım, yeme alışkanlığı, uyku alışkanlığı edindireceğim, bol bol ceviz yiyeceğim ama çocuğun dahi olmasını  da beklemeyeceğim, 1 yaşına gelmeden yürüyeceği için bezini de bıraktıracağım, ım da ımmlar listelendi gitti.. Doğum yaptım, anneanneyi-babaanneyi uzak tutmayı bırak, yanımdan ayrılmalarını istemez oldum.. Tek başıma ne yapacağım, kordununa zarar vermeden altını nasıl bezleyeceğim, göğsümü tutmuyor, nasıl tutturacağım, yüzünde oluşan süt kızarıkları hiç geçmeyecek mi? sorular sorular, bitmek tükenmek bilmeyen ama beni tüketen sorunlar olarak devam etti.. Emmeyen, yemeyen, uyumayan bir çocuk anası oldum.. Doktor hiç bir çocuk bu şekilde dünyaya gelmez, bunlara alıştırılır dese de ben yemeyen, uyumayan bir çocuk olması değil, yiyen, uyuyan bir çocuk olması için çaba sarf ettim hep ama olmayınca olmuyormuş, denedik, gördük.. 1 yaşına kadar emzireceğim demiştim ya, sağma ve emzirme bir arada ve zorla 10 ay aldı sütümü.. Kış geçti, yaz geldi, zaman geçti ve benim sinirli, asabi, erken ergenlik yaşayan oğlumla ne yapacağımı bilemez oldum.. Doğduğundan itibaren derler ya 40ı çıksın düzelir, hele bir  yaşına girsin, dişleri çıksın, bir koşunup kendini anlatsın, derler de derlerr.. Peki düzelir mi, yada düzelecek mi Allah bilir.. Hiç böyle internetteki gibi bir anne oğul olmadık, hadi annecim parka gidelim dediğimde tamam annecim diyecek mi? Parkta foto çekip paylaşabilecek miyim? Çorabını giydireyim havalar soğudu dediğimde ayağını uzatacak mı? Yemek saati dediğim zaman koşa koşa sofraya gelecek mi? Onu yapmasan daha iyi olur çünkü sana zarar verir dediğim zaman hemen bırakacak mı? Bunun gibi örnekler çok, ama umut daha çok.. Zaman geçti ve sarı fırtınamın kreşe başlaması gerekti, fırtınam ile çooook fırtınalı bir kreş süreci geçirdik, ama  hala da artçı fırtına yaşamıyor değiliz.. Şuan 4,5 yaşında ve ben ne yazık ki yeni yeni kendime şu soruyu sormaya başladım " Benim nasıl bir anne olmam gerekiyor? Oğlum için, kendim için, eşim, ailem, ülkem için ne yapabilirim?" Çünkü derler ya Ağaç nasılsa, gölgesi öyle olur.. İşte ben iyi ahlaklı, yararlı, güzel bir gölge, miras bırakmak istiyorum.. Ve kendimi şu sıra çok sorguluyorum " sorumlu olduğum konuda - şuan ki konumuz annelik- neden bilgi edinmiyorum".. Araştırıyorum, okuyorum, dinliyorum.. Dolu bir insan olmak için çabalamak ve çözüme kavuşmak istiyorum...
.

12 Mart 2018 Pazartesi

16 Ekim 2017 Pazartesi

41 Aylık..

Öyle günler gördük, geçirdik, yorulduk, yorduk ki! Bitap düşüp, ani bir manevra ile tekrar doğrulmayı başarıp bu günlere gelebildik hamd olsun, bu günümüze binlerce kez şükürler olsun.. Boşa dememişler " Evlat dediğin, peygamber ağlatmış bir imtihandır.. Kimse basit görmesin, hafif geçirmeyi beklemesin.."
...
ve büyüdük, 41 aylık olduk, 41 kere maşallah olsun bizse..

31 Aralık 2016 Cumartesi

Umut..

Yine de var işte umut..
Ağlayan anaların sayısının azalacağı umudu var..
Gencecik yiğitlerimizin, kardeşlerimizin bir hiç uğruna yitmeyeceği umudu var..
Giydiklerimizin, yada giymediklerimizin kararının sadece bize ait olduğunu anlayabilecekleri umudu var..
Soğuktan, açlıktan, evsizlikten, çaresizlikten bitap düşen canlıların olmaması umudu var..
Evine elleri kolları dolu gidecek babalar olacağının umudu var..
Yastığa başımızı rahat koyabileceğimiz gecelerin olacağı umudu var..
Kalabalık ortamlarda korkmadan bulunacağımız zamanların olacağı umudu var..
.
.
Sağlıklı, mutlu, huzurlu, kendi gibi 10 numara gelsin cümlemize 2+0+1+7..
.

23 Aralık 2016 Cuma

...

Sonra Allah evinize bir nimet verir;
Gözlerinizin bakmaya doyamadığı bir manzaraya sahip oluverirsiniz..
Sevilen kadının yüzü çiçek gibidir kızım,
derdi babaannem..
Ona bakınca her mevsim baharı yaşarsın..
"Elma dersem çık" dediğimiz günler geri gelse..
Çocukça..
Safça..
Masumca..
Ya Rabbi!
Beni bensiz bırak, Sensiz bırakma..
Bir insan ancak; değerini bilenin yanında kıymetlidir..

3 Kasım 2016 Perşembe

Ahhh..

.
Ah Babam Sağ Olsaydı, Köşede Otursaydı,
Bir Karlı Dağ Gibiydi, Arkamızda Dursaydı..
..

28 Mart 2016 Pazartesi

Portakal, Limon, Turunç Çiçeği Kokusu..

Bahar.. Sen ne güzel bir mevsimsin.. İyi ki geldin.. Balkonda kahvaltı yapabilme, tek bir örtü ile yatabilme ne de güzel.. Ama en güzeli de yollarda mis gibi kokan o güzelim çiçekler.. Cumartesinin tadını doğa ile iç içe sonuna kadar çıkarttım, pazar günü ise bir önceki günün aksine soğuk, yağmur ve dolu yağışlı bir gündü.. Olsun.. Bu mevsimin yağışı bile güzel☺
... Gülümsemelerimiz Eksilmesin ...

23 Mart 2016 Çarşamba

Dilime Dolandılar..

Cümleten Selamün Aleyküm..
Uzun zaman oldu uğramayalı buralara.. Umarım hepiniz iyisinizdir.. Hem bir ses vereyim, hem de son zamanlarda dinlemekten usanmadığım, dilime ve kulağıma müptela olan şarkıları paylaşayım dedim.. Mesela bıkmadan, usanmadan dinlediğim, ezberlediğim Buray - Sen Sevda Mısın? Var.. Yine Buraydan - İstersen var.. Simge - Yankı, Birol/Gripin  - Muhtemel Aşk, Gökhan Özen - Eski Defter, Hande Yener/Serdar Ortaç - iki Deli, Ozan Doğulu - Uzun Lafın Kısası, Selim Gülgören - Aşıklar Şehri, Ziynet Sali - Çeyrek Gönül.... Anlayacağınız gibi bu ara kendimi şarkılara vurdum J