Yasta, İsyanda, Ayaktayız..

Yasta, İsyanda, Ayaktayız..
Tacize, Tecavüze Uğramak İstemiyoruz! Vahşice Öldürülmek İstemiyoruz! Anamız Bizi Sizin İçin Doğurmadı!!!

30 Ağustos 2012 Perşembe

Bizim Buzdolabında Sanki Dünyanın 7 Harikası Saklı..

.
Akşam yemeklerinden sonra canım hep bir şeyler ister, ama ne istediğimi bilemem..
Mutfağa girer çıkar, dolabı açar uzunca bakar, bir şey almadan kaparım.
Buzdolabına boş boş bakmaya doyamam..
Açarım,
uzunca bakar,
kaparım.
Açarım, bakarım, kaparım..
..

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Benim de Gelinliğim Olsa, Doğa İle Kaynaşsa.. Biri de Bizi Fotoğraflasa..

Kesin tarih belli değil ama sanırım 2013 bahar gelini olacağım.. Düğün için en önemli gördüklerimden biri ise fotoğraf çekimi.. Yıllar sonra bile doya doya bakacağım fotoğraflarım olsun istiyorum.. Dış mekan çekimi yaptırmayı çok istiyorum ama, bu isteğime kavuşabilir miyim bilmiyorum.. Bloglarda gezinirken beğendiğim pozları da depoluyorum..  En beğendiklerim şimdilik bunlar.. Rabbim hayırlısı ise bana da nasip etsin..âmin :)
fotoğraflar alıntıdır
Gülen fotoğraflarımız hayatlarımıza yansısın, mutluluğumuz bir gün değil bir ömür olsun..
... Gülümsememiz Eksilmesin ...

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Muhabbet Ede Ede, Oturdum Duvar Dibine..

Oturmayı pek sevmem ama oturduğum zamanda çok rahat edeyim isterim.. Çömelirim, bağdaş kurarım, yan otururum, ayaklarımı uzatır yayılırım, her türlü oturma şekli mevcuttur bende.. Hem ne demiş sevgili Can Yücel'imiz, yerin seni çektiği kadar ağırsın.. O zaman yerin bizi çekmesine izin vermeliyiz :)
Sofrada yemek yerken genelde bağdaş kurarak otururum, ama misafir varsa, sofra kalabalıksa bir ayağımı büker, bir ayağımı diker, şıkış pıkış otururum, ama illa ki yere otururum.. Gün boyu iş yerinde sandalyede oturmaktan, yerde oturmaya hasret kalıyorum.. Eve gidince yer ile totomun hasret gidermesine izin vererek yayılıyorum :) Sizinde uzuvlarınız neye hasret çekiyorsa (şezlong, koltuk, kum, havuz başı, sıra gecesi, vs) biran evvel hasretini gideriverin.. 
... Gülümsememiz Eksilmesin ..

24 Ağustos 2012 Cuma

4'ü 1..

Hayırlı Cumalar Olsun Canlar..
Ne güzel üç gün çalıştık hemen Cumaya vardık :) Ben yarında çalışıyorum ama çalışmayanlara şimdiden iyi tatiller diliyorum..
.
Aile çok çook önemli.. Elbette arkadaşlarımız, dostlarımız, sevdiklerimiz var.. Beraber zaman geçirmekten hoşlandığımız, sohbetine hayran olduğumuz, bir alo uzağımızda olan yegane insanlar var hepimizin etrafında.. Can dediğimiz, kan dediğimiz, dost bildiğimiz, bacı bildiğimiz insanlar var, iyi ki var.. Onları atmıyorum asla, anlatmak istediğim ailenin başka, kardeşliğin bambaşka oluşu.. Hepimiz içinde böyledir bu, ilk sırayı hep aile alır, almalıdır.. Hayatta bizi en iyi anlayan ilk arkadaşımızda kardeşimizdir aslında.. Aynı anne babaya sahip, aynı kan, aynı can, aynı evi paylaştığımızdır.. Derdimizi bilen, halimizden anlayan, bizi bizden fazla düşünenimizdir kardeşimiz.. En çetin kavgalarda bile küs kalmayı beceremediğimiz, hiç bir şey olmamış gibi davranabildiğimiz biriciklerimizdir.. Her insanın bir kardeşi olmalı hayatta, bir kandaşı, bir sırdaşı, bir can yoldaşı.. Rabbime şükürler olsun ki bende bir değil, 3 tane mevcut :)
Ablam, abim ve son numara küçük erkeğim..
Ablam bu bıcırıkların annesi, abim evimizin erkeği, ben kendi halinde nişanlı, kardeşim liseli :)
Seviyorum Çook Seviyorum Onları
Cümlemizin
Eksilmesin Gülümsemesi
.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Su Gibi..

Cümleten geçmiş bayramınızı kutlar, hayırlısı ile gelecek bayramlara da kavuşabilmeyi dilerim canlar..
Bayramın pazar gününe denk gelmesi, biraz üzücüydü sanki ama sonradan geçti bu hissim.. Hani hep denir ya nerede o eski bayramlar diye, ben demiyorum. Çünkü ben kendimi bildim bileli evde hep aynı bayramı yaşıyorum, dışarıda belki bayram hissi olmayabilir ama önemli olan evimin içi, benim içim zaten! Yıllardır bayram sabahı annem erkence kalkar bizi uyandırır, erkekleri namaza yollar evi düzenlemeye koyuluruz. Aynı zamanda kahvaltıyı da hazırlamaya başlarız, sonra oturur erkeklerimizi bekleriz.. Ellerinde sıcak ekmekler ile erkeklerimiz bahçe kapısından girince sofrayı hazırlamaya başlarız, ve onları kapıda karşılarız. Büyükten küçüğe sıra ile bayramlaşır, soframıza oturur karnımızı doyururuz.. Kahvaltımızı yayılarak değilde biraz acele ile yaparız, gelen giden olursa öyle sofra ortada karşılamayalım diye.. Ben bulaşıkları yıkarken, bizimkiler bayramlıklarını giymeye başlar.. (eğer bayramlık alamamışsak, en düzgün, temiz kıyafetlerimizi giyeriz). Komşularımızla bayramlaşmadan akraba ziyaretlerine başlamayız, her komşumuzda 5er 10ar dakika oturur bayramlaşırız. Aynı şekilde onlarda bize gelirler. Sonra akraba ziyaretleri başlar, hem gideriz hem geleni karşılarız ve böylece bayramı hakkı ile yaşamaya çalışırız..
Geçen akşam markette gezinirken, Sbr'me fotoğrafımı çeker misin dedim sonra baktım poz verdiğim yer su satılan bölüm..
Dedim şu suların önünde çekileyim de, su gibi olduğum tescillensin, nasi ama iyi yapmışım değil mi :))
Hepinizi Öper Hayırlı Çarşambalar Dilerim
... Gülümsememiz Eksilmesin ...

17 Ağustos 2012 Cuma

Bir El Var Üzerimizde..

Melekler görünmez ama bilinir hissedilir.
Bazı insanlar da melekler gibidir benim gözümde.
Her zaman görmek mümkün olmuyor,
mesafeler,
şartlar,
hayat mücadelesi,
sene de bir ya görüyor ya da görmüyoruz.
Ama biliyoruz ki varlar,
orada ve hayatımızdalar..
Hiç ummadık bir anda,
yine görmeden ellerini omuzumuzda hissedebiliyoruz.
Mesafelere aldırmadan yürekleri ile yanımızda oluyorlar.
Koruyorlar,
kolluyorlar.
Her anımızı takip ediyorlar,
düşsek hemen kaldıracak kadar yakın duruyorlar..
Düşmemizi istemiyorlar
ama
düşersekte ilk kaldıran olmak istiyorlar.
Hep yanımızda olduklarını,
davranışları ile belli ediyorlar..
Biz buradayız diyorlar..
Mesafelere aldırma sen diyorlar..
Her zaman arkanızda, yanındayız diyorlar..
Gözlerimizle dokunamıyoruz belki gözlerinize
ama
Yüreklerimizle hep yanındayız diyorlar..
.
İyiler hiç eksik olmasın hayatlarımızdan..
... Gülümsememiz Eksilmesin ...

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Son Zamanlarda..

Zaman o kadar çabuk geçiyor ki, hele de akşamları.
Kısıtlı zamanda yetemiyorum, yetişemiyorum.
Eve gidiyorum, sofrayı hazırlıyoruz, iftarımızı yapıyoruz.
Teravihe yetişebilmek için bulaşıkları kardeşimle yıkıyoruz.
Ben köpüklüyorum, o duruluyor :)
Bu arada belirtmek istiyorum, kardeşim buluğ çağında bir delikanlıdır.
Bulaşıktan sonra hedef banyo, hemen abdest alıp hazırlanıp çıkıyoruz.
İbadet zaten başlı başına insanı huzura erdiren, manen doyuran bir duygu,
ama camide başka bambaşka duygular kaplıyor içimi.
Klima ve vantilatör etki etmese de, ter içinde kalsam da,
Kütür kütür öksürmeye başlasam da, manen o kadar duygu yoğunluğu yaşıyorum ki,
bunlar etkilemiyor bile vız geliyor.
Camiye gelen küçük çocukları görünce imreniyorum ama hayıflanıyorum da,
neden ben onlar kadarken bilmiyordum böyle duyguları diye.
Sonra da hiç bilmemekten iyidir diyip teselli ediyorum kendimi.
.
Günlerim böyle geçiyor.....
.
Ve sen yine denendiğinde,
ve yine kalbin daraldığında,
ve yine bütün kapılar yüzüne kapandığında,
ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde,
uzun uzun düşün ve hatırla yaradanını,
Allah kuluna kâfi değil mi? (Zümer/36)
.

14 Ağustos 2012 Salı

Dua Edin, Kabul Edeyim Diyor Rabbim..

Bizleri kadir gecesine kavuşturan alemlerin rabbine şükürler olsun. Ne mutlu ne kutlu bir gece bu gece. Dilerim bu geceyi layığı ile yaşamak bana da cümlemize de nasip olur. Rabbim oruçlarımızı, namazlarımızı, dualarımızı, tesbihlerimizi kabul eylesin. Niyetlerimizi hep doğru yola yöneltsin inşAllah..âmin.
.
Dayan be gönlüm!
Biçare değilsin, Yaradan sana yâr..
Kimsesiz değilsin, yanında "Kimsesizlerin kimsesi" var..
Biliyorum!
Sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla, dünya sana dar..
Ama dayan gönlüm.
Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var..
.

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Öyle İşte.

İçim acıyor.. Ya da Bedirhan Gökçenin dediği gibi sol yanım acıyor.
Bu ara tüylerim ürperiyor, gözlerim doluyor, burnumun direği sızlıyor. Dokunsalar ağlayacak durumdayım. Dün bizim kızlar 1. ve 2. oldu öyle mutlu oldum, gururlandım ki! Öylesine güzel bir duyguydu ki. Sonra izmirdeki vatandaşların otobüs, dolmuş, her ne bulurlarsa binip akın akın kan vermeye koşmaları! Hayırsever iş adamlarının, hali vakti iyi olan insanların, açları doyurmak için iftar vermeleri. Çocuklara bayramlık almaları, ailelere maddi destekte bulunmaları ve dahası kalbimin ağlamasına neden oldu. Zaten ben duygusalımdır, hiç dayanamam. Haberleri izlemek istemem. Gözlerimdeki yaşlar kalbime akar, için için sessizce ağlarım. Hatta inanır mısınız Kemal Sunal vefat ettikten sonra, onun filmlerini izlerken bile ağlar oldum. Gülüşü içime oturuyor :/

9 Ağustos 2012 Perşembe

Sıcak Turşu..

Hava sıcak, yatak sıcak, yastık sıcak, ev sıcak, yemek sıcak, turşu bile sıcak.. Gel de sıcaklama :) Anamın bana en çok sorduğu sorudur "akşama ne pişirsem". Kadın haklı olarak şaşırıyor. Her akşam yemek yapmak zor iş, ama yapmak kadar ne yapacağını düşünmekte yoruyor insanı. Geçen akşam yine aynı soruyu yönelti bana, bende  güzelce bir tavuklu bulgur pilavı yap, yanına da bol domatesli salata yap yeter, turşu ve yoğurtla yeriz dedim.. Zaten su içmekten yemek yiyemiyoruz oda ayrı bir konu. Neyse efenim işten eve geldim, sofrayı kurmaya başladık ama ben dün akşam söylediğim yemekleri sofrada göremedim, kadın ya sıcaktan, ya oruçluktan unutmuş yada başka bir şey olmuş bilemiyorum :) Sormadım da içine batar diye kaldı öyle. Benim yemeklerin yerine menüde mercimekli bulgur pilavı ve sıcak turşu vardı. Su ve yoğurtla kombinleyip bir güzel yuttuk_* Bu turşu pek yaygın olmadığından tanıtayım dedim..
Pişirildiğinden ötürü sıcak diyorum, dilimizi yakacak derece sıcaklıkta yemiyoruz tabi ki, ılıtıyoruz da hüpletiyoruz:) Patlıcan ve soğanı soyup - doğrayıp,süs ve normal biberi de çekirdeklerinden ayırıp haşlıyoruz. Anam kolayına kaçmış biberleri çekirdeklerinden ayırmamış. Haşlanınca süzüyoruz ve ılımasını bekliyoruz. Bir kabda tuz, ekşi, pul biber, kuru nane ve azıcık salçayı 1 çay bayrağı kadar su ile eritiyoruz. Ilıyan sebzelerimizi bu karışıma ekleyip bir güzel karıştırıyoruz.. İşte hepsi bu _*
Rabbim hepimize sofra kurabilmeyi, azda olsa yiyecek bir şeylerimizin olmasını nasip etsin.
Kimselere el açtırmasın,
Az verip yalvartmasın, çok verip azdırmasın.
Gönlümüzü imanla doldurmadan, cebimizi para ile doldurmasın.
... Gülümsememiz Eksilmesin ...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Yılların Değiştiremediği Şeyler..

Kendimi bildim bileli..
Yan komşunun güneş enerjisi akar,
Çöp kamyonu tam bizim evin önünde çok sesli bir işlem yapar,
çöpün suyunu akıtır sonra gürültüsünü alır gider, kokusu baki kalır..
Bahçesinde meyve ağaçları olan evlerin, bahçe duvarı hep benden uzun olur.
Mahalleden bir kız otobüse hep geç kalır,
Yağmurlu havalarda ayakkabım hep su alır,
Kürdan yerinde süpürge çöpü kullanılır.
Büyük tüpümüz çabuk biter,
Yazın güneş bizim evden hiç çıkmaz, kışın teğet geçer.
Annem evdeki yırtık çorapları atmak yerine diker.
Tarkan aynı Tarkan olarak görünmeye devam eder.
Uçlu kalem yerine kurşun kalem daha sadık gelir,
Kim o sorusuna ne diyeceğimi bilemez bir halde ufak çaplı sessizlik yaşar.
Marangozlardaki sprey boya kokusu burnuma çok hoş gelir,
Takvim yapraklarının arkasındaki yemeklerin çoğunu bilmez, alık alık bakar.
Çamaşır suyundan kaçar, ama çamaşır suyu onu hep yakalar, boyar.
Buğulu camlara sevdiğinin ismi yazılır,
Sonra kimse görmesin diye hızlıca silinir.
Namusun varsa çöp atma yazısının altı hep çöp doludur,
Demek ki namussuz çoktur :))
... Gülümsememiz Eksilmesin ...
                    ♥

3 Ağustos 2012 Cuma

Ana & Oğul Şov..

Merhabalar..
Hayırlı cumalar..
Gün bitmeye yakın, iftara az kaldı.. Rabbim cümlemizin ibadetlerini, dualarını kabul etsin, kadir gecesine, bayrama kavuştursun inşAllah..âmin..
.
Sbr oynarken pist boşalır, bir o birde karşısında ona eşlik eden kalır.. Çünkü herkes beğeni ile izler ve alkışlar.. Nişanlım diye demiyorum ama oyunda üstüne tanımıyorum! Oyun konusunda çok iyidir ama her yerde de oynamaz, özel olacak, çok çok yakın akrabası, arkadaşı olacak anca öyle döktürür beyim :)
Geçenlerde çok yakın bir akrabasının davul zurna eşliğinde sünnet düğünü vardı.. Halaylar çektik, oyunlar oynadık.. Burada da ana-oğlu başbaşa bıraktım fotoğraf çekmeye koyuldum.. Anneminde Sbr'den farkı yok oda çok iyi oynar maşAllah, bakın nede güzel döktürüyorlar :) Çok güzel geçti, çok güzel anılar biriktirdim.. Bu kareyi çok sevdim, birde o kadar kişinin içinde Sbr'min yanıma gelerek önümde eğilip oynaması.. Hem utandım, hem sevindim, ne yapacağımı bilemedim.. Etraftan gelen öp öp öp sesleri ile irkildim, sonra o sesleri dinleyip alnına bir öpücük konduruverdim :*
Cümlemizin
Neşesi
Mutluluğu Daim Olsun
... Gülümsememiz Eksilmesin ...