Asker Yolu Beklerim, Günü Güne Eklerim..

Asker yolu beklemek, beklemelerin en hüzünlüsü...
İlk defa asker yolu bekliyoruz, belki bundandır bize ağır gelmesi, günlerin geçmemesi...
Kulağımız, gözümüz hep telefonda. Aradığı zaman sanki dünya ayaklarımızın altında, Aramadığı zaman sanki biz ayaklar altındayız :(
Allah'ım sen kimseyide bizide korktuğumuzla sınama yarebbim. amin
Ne yedi, ne içti, benim yediğimden yiyor mudur, rahat mıdır, sağlığı yerinde midir, banyo yapmış mıdır, komutanları arkadaşları iyi midir, ....
gibi uzayıp giden sorular listesi çıkıveriyor bu bekleyişte. Sevdiği yemekler boğamızdan geçmez oluyor, gün saymaktan başka birşey gelmiyor elimizden...

Asker yolu bekleriz, Günü güne ekleriz, Sen git abim askere, Biz yolunu bekleriz...

Diyoruz, Yeterki sağa salim kavuşalımm...

Abimsiz günlerimiz hızlı geçsin istiyoruz. Çok şey istemiyoruz dimi :)

Mehtaba kavuştuk, Şafağı Sayıyoruz :)

Allah'ım tüm askerlerimizi koru kolla, onlar sana, vatan onlara emanet. Sen hayırlısı ile tüm bekleyenleri sağa salim kavuştur. amin.

... Gülümsemeniz Eksilmesin ...

♥

Reklamlar..

Bize oturmaya gelen misafirler;
"Dizi reklama girsin de kalkalım" dediklerinde;
Bir türlü gelmeyen reklamlar size seesleniyorum kastınız kime! :)
..

Biz Kangal Yemeğe Gittik, Size Okuması Kaldı..

.
Merhaba hayırlı haftalar olsun canciğer kuzu sarmalarım ^_^

Nisan başında otların yeşilliklerin çıkması ile şalvarlarımızı çektik ve kendimizi bir tarlada buluverdik.
Daha önce şurda da dediğim gibi çok otçulumdur :) Neyse efenim girdik tarlaya sardırdık kangallara. ( Kangal: Dikenli bir bitkidir, soyulup kökü yenir. Hemoroid'e iyi geldiğini duydum ama kesin bilgi vermeyeyim, ben tadını çoooook sevdiğim için yiyorum. Dikenli olduğu için de koparırken can acıtıyor, kanatıyor bile ama belki de bu zorluğudur onu bukadar sevme nedenim :) )
Şimdide resimlerle anlatmaya devam edelim..

Arabadan inip direk fırladım hemen çömdüm yemeğe başladım. Ne ka güzel tadı varrr ımmm ımmmm :)

Sonra dayanamadım tek yemeğe, toplayıp anama taşıdım, ben topladım o yedi.. Aile boyu otçuluz..

... Topladıkça topladık, yedikçe yedikk ...

O kadar çok topladık ki; dikenler elimde horon tepmeye başladı, ama sorsanız kangala doydun mu diye cıx derim o derece de doyumsuzum :)

Ne güzel de anlatıyorum kendimi dimi ehehehe

Şalvarımı Giyerim, Kangalımı Yerim

Sizde Oturun Okuyun ;)

... Gülümsemeniz Eksilmesin ...

♥ 

Sen...

.
Benim için kapı önü sohbeti gibi tatlısın Yarim...
..

Ne mümkün Çocuk Olmak, Çocuk Kalabilmek... İçimizde ki Çocuuk Sen Büyüme Hiç..

Bu oynaklar benim Yeğenlerim...
Buda bize geldikleri bir akşam çektiğim fotoğrafları...
Çoçuk olmak nede güzel (miş)...
Geç anlamış oluyoruz, çünkü hep küçükken büyümek, büyükken küçülmek istiyoruz..
Keşke hep bu yaşlarda kalabilseydik ama kalamıyoruz, Hepimiz büyüdük. Bende Büyüdüm...
Hemde olması gerektiğinden daha erken büyümek zorunda kaldım... Bu resme bakınca o karede onların yanında , yaşında olmayı çok istedim.
..
Çünkü onların ne gelenden haberi var ne gidenden...
Çünkü onların ne yiyimden anladığı var ne giyimden..
Çünkü onlar eve ekmek nasıl geliyor bilmiyorlar..
Çünkü onlar sevmeyi biliyorlar, nefretten, kinden anlamıyorlar.
Çünkü onların üzüntüleri, öfkeleri anlık oluyor..
Çünkü onlar kayıp nedir, geride kalmak nedir anlayamıyorlar...
Çünkü onlar geride kalanın ne çektiğini ne çekeceğini tahmin bile edemiyorlar..
Çünkü onlar çocuklar..
.
Ama onlarda hep çocuk kalamayacaklar, birgün onlarda bütün bu yazdıklarımı bilmiş, kavramış olacaklar.
Hayatta tatlıyı bildikleri gibi acınında olduğunu anlayacaklar.
İsteklerine sadece ağlayarak sahip olamayacaklarını onlarda öğrenecekler.
Keşke öğrenmeseler, öğrenmek zorunda kalmasalar..
Keşke Hep Çocuk Kalsalar..
Ama mümkün değil, madem büyümek zorundayız, madem hayatta herşeyi tatmak zorundayız hiç olmazsa içimizdeki çocuğu büyütmeyelim.
O bizim zor zamanlarımızdaki limanımız olsun, ona sığınalım. Güldürsün, eğlendirsin, hatta oynatsın bizi...
Heyyy Pişşşştt " İÇİMİZDEKİ ÇOCUK" sana diyoruuumm; Biz büyüsekte Sen büyüme hiçç..

... Gülümsemeniz Eksilmesin ...

♥

...

.





























..

...

.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
.
.